2 Ocak 2012 Pazartesi

İznik ve Gemlik Zeytini

Marmara bölgesinin en güzel zeytinlerinin yetiştiği Gemlik ve İznik yöresidir. Gemlik'te yapılaşma ve nüfus artışı nedeniyle tarım arazisi azalsa da İznik zeytinleri rekoltesi her geçen yıl artıyor. İznik yöresinde ne ekersen ne dikersen yetişir. Kiraz, elma, armut, kivi, üzüm, incir, erik ve sayamayacağım kadar çok sayıda meyve yetişmektedir. Bahçelerinde soğuğa dayanıklı olmayan mandalina, limon bile yetiştirenler var. Bu bereketli topraklar ve tarıma elverişli araziler Allah'ın bir lütfudur sanki.. Ama bu yörede insanların ana geçim kaynağı zeytindir. Türkiye'nin hatta dünyanın en kaliteli zeytinleri bu bölgede yetişir. Zeytin ağaçlarının çoğu Gemlik türü olarak bilenen Trilye'dir. Bu zeytin çeşidi siyah sofralık zeytin olarak tüketilir. Yeşil çizme zeytine uygun olmasa da siyah sele ve salamura türü olgunlaştırma yöntemleri ile milyonlarca kişinin sofralarını taçlandırır. İznik yöresinde ki en güzel zeytinler ise İznik gölünün güney yakasında yetişir. Bu bölgedeki köylerde yetişen zeytinler ince kabuklu ve küçük çekirdeklidir. Bu yörede yetişen ve güzel olgunlaştırılan zeytinlerin tadına doyum olmaz. Bir yiyen bir daha başka zeytin yiyemez. Zeytini sevmeyene zeytini sevdirir bu bölgenin zeytini. Sofralık zeytine uygun olmayanlar ise yağ üretimi için kullanılır ki bu yağa da doyum olmaz. İçerisindeki yağ asitleri, antioksidanlar ve lezzeti mükemmeldir. Ege bölgesinde 5 kilo zeytinden 1 kilo yağ çıkarken İznik ve Gemlik yöresinde 3 kilodan 1 kilo yağ çıkar. Bu bölgenin insanları hayatları boyunca zeytin ile yaşadıkları için hepsi zeytin gurmesidir. Hiç bir markette satılan zeytini beğenmezler, beğenemezler çünkü kaliteli zeytini bilirler. Kendi yetiştirdikleri zeyinler Türkiye pazarında kaybolur gider ve bir çok insan bu lezzetten ya mahrum kalır ya da bir kere yer bir daha zor bulur.

Bu bölgenin zeytinlerinin bir kısmını Marmarabirlik alıyor, bir kısmı salamura yapılıp tüccarlara satıyor. Marmarabirlik'in 8 tane kooperatifi var (İznik, Gemlik, Mudanya, Edincik, Marmara Adası, Erdek, Orhangazi, Mürefte). Örneğin, İznik ve Edincik zeytinleri arasında kalite farkının çok fazla olmasına rağmen bu iki zeytin de aynı marka ve fiyat ile satılıyor. Bunun üreticiye zararı büyük, tüketici açısından da hoş bir durum değil. Çünkü bir hafta önce aldığı zeytinin tadı bugün aldığı ile tutmuyor. Zeytin piyasası da çok karışık bir durumda, yumuşak bozuk zeytinler ile iyi zeytini karıştırıp satan mı ararsın, Akhisar zeytinini Gemlik zeytini satan mı.. Piyasaının bu durumda olmasının en büyük sorumlusu da gelişme ve büyüme dengesini bir türlü yakalayamayan Marmarabirliktir. Marmarabirlik İznik ve Gemlik zeytinlerinin hatrına Marmara Bölgesinin zeytinini satıyor, ama ne İznik ne Gemlik ne de Edincik üreticisi memnun... Üreticinin salamura yapıp tüccara sattığı zeytin de sadece aracıları zengin ediyor. Bu yöntemle üretici bir miktar fazla para kazanıyor ama asıl parayı götüren aracılar, tüccarlar oluyor.

Çiftçinin malını doğrudan kendisinin halka ulaştırması halinde arada kolay para kazanan insanların artık üretici ve tüketici üzerinden büyük paralar kazanmasının önüne geçilebileceğini hep savundum. Bunu tüm çiftçilerin yapmasına gerek yok, örneğin zeytin üreten çiftçilerin %10 u direk müşterisini bulursa tüm piyasayı etkiler. Tüketici ve üretici arasında yüklü para kazananlarda biraz kançlarından feragat etmek zorunda kalır.

Üretici para kazanamıyor ve çareler arıyor. Riski alan üretici olmasına rağmen para kazanamayor. Çiftçilikte risk nedir? Risk tüm yıl boyunca masraf edip, emek harcayıp ürettiğiniz ürünün bir gecede soğuktan donmasıdır. Aşırı yağmur yağıp gelen selin tarlanızdaki toprağı götürmesi veya dolu yağması sonucu ürününüzün zarar görmesidir. Çiftçi zarar eder ama tüccar asla zarar etmez. Riskin büyüğünü çüftçi laır paranın büyüğnü aradaki tüccarlar kazanır.

Göllüce köyünde ailesi çiftçilikle uğraşan ve kendisi de bilgisayar mühendisi olan bir gencin ürünlerini internetten sattığını öğrendim. Bu beni umutlandırdı açıkçası. İnternet üzerinden ürünlerini pazarlamaya çalışıyor, başarılıda oluyor gördüğüm kadarıyla. Çünkü sattığı zeytinler sele zeytini. Bu zeytini piyasada bulmanız çok zor, bulsanız bile gerçek sele zeytini değildir. Salamuradan çevrilmiş olma ihtimali %99 diyebilirim. Bu zeytini yapan ve yiyen birisi olarak kesinlikle salamura zeytini yiyemem. Sele zeytininde zeytinin aromasını gerçekten alabalirsiniz. İnce kabuklu ve küçük çekirdekli Trilye zeytinini sele zeytini yaparak internetten satma fikri gerçekten çok hoş. Başarılı olacağını da düşünüyorum. Çünkü, sele zeytinini çiftçiler kendileri ve eşi dostu için yaparlar. Ticari bir amaçla yapmazlar. Çünkü zahmetlidir ve zeytinin olgunlaştıktan sonraki fire miktarı %35 civarındadır. Yani 10 kilo taze zeytinden 7 kilo sele zeytini olur. Zaten para kazanamayan üretici bunu yapmaz. Üretici olmayan Halk da zaten bunun tadını da bilmez, bilmeyince bu lezzeti aramazda.. Bu genç arkadaş internet sitesine giren insanları bu zeytinin güzel olduğuna ikna eder ve bir kere satabilirse bence bu müşteriler her zaman zeytinlerini bu site üzerinden alır. Ama internetten bu zeytini tatdırarak ikna etme imkanı olmadığı için halk ikna olurmu bilemiyorum. Çünkü hiçkimsenin birbirine güvenemediği günümüzde bu genç ne kadar başarılı olması zor ama imkazsız değil. Ama yine de denemeye değer. İnşallah satışlarını iyice artırır da herkese örnek olur. Bu tür girişimleri her zaman destekliyorum. Bu tür girişimlerin artarak devam etmesini, halkın kaliteli zeytini uygun fiyata yemesini ve üreticinin de karlılığını bir nebze artırmasını diliyorum.